Social Icons

Pages

Featured Posts

16 Mayıs 2014 Cuma

Ölüm Oyunu / Battle Royale The Novel by Koushun Takami YD Yorumları



 RKBT 5. Gündeyiz!

Renkli Kalemler Blog Tur'unda misafir Blogger olarak bulunuyorum.Blog Turunun 5. gününde Pegasus Yayınlarından çıkan Battle Royale / Ölüm Oyunu kitabının Yurtdışı Yorumlarını okuyacaksınız.

 Battle Royal / Ölüm Oyunu  yorumum ile 2 kişiye Ölüm Oyunu hediye ettiğimiz yarışmamız RKBT'nin 4. Gününde yayımladığım Battle Royale Yorumum kısmında olacaktır.


*( Yorumların alındığı siteleri ziyaret etmek isterseniz eğer; Goodreads, Amazon, Book Depository, Barnes & Noble, BetterWorldBooks )






C. Connolly
5 Stars

Battle Royale kitabına anında aşık oldum,o kadar çok ki hemen favori kitabım oluverdi.Şiddet derecesi oldukça yüksek olmasına rağmen,mekan ve karakterler inanılmaz derecede iyi yazılmış ve düşünülmüştü.Bu kitabı,hiç şüphesiz,gençlere karşı olan şiddetten korkmayan ya da üzülmeyenlere kesinlikle öneriyorum. 10/10





Joey Andres
5 Stars

Bu kitap 600 sayfalık belirsizlik ve dramayla dolu.Her sayfasını hızla okuyup diğer sayfaya geçmek için acele ediyorsunuz.Sizinde okurken aynı benim gibi hissedeceğinizi garanti ederim.Tavsiyemdir.




Veronica
5 Stars

Bu benim bugüne kadar okuduğum en iyi kitaplardan biri.Harika yazılmıştı.Koltuğun ucunda oturdum heyecandan.Takami insan duygularını nasıl kullanması gerektiğini ve onları nasıl gerçek hale getirebileceğini iyi biliyor.Böylesine bir romanı ortaya çıkarabilmek için mükemmel bir yazar olmak gerekir.
Battle Royale,hayatta kalmanın savaşı.Kime güvenebilirsiniz ki?




DeDe Flowers
5 Stars

Bu harika bir kitap! Aksiyonu yüksek ve çok da eğlenceli.Çevirisi mükemmel ve anlatım şekline de bayılacaksınız.Karakterleri gerçekten yakından tanıyabiliyorsunuz ve kendinizi o anki durumun içinde hayal edebiliyorsunuz.Tüm yaştan insanların okuyup beğenebileceği çok nadir kitaplardan Battle Royale.Oldukça vahşi ama,bunu da belirteyim.O yüzden mideniz bulanabilir,hazırlıklı olun.




Kat
5 Stars

Dürüst olmak gerekirse,başta biraz çekingendim.Elbette kitabın konusu kulağa harika geliyor,ama nasıl olacaktı da ben 42! karakteri (hemde Japonca isimlerin benim kafamı karıştırdığı göz önüne alınınca) hatırlayacaktım? İsimlerin yarım düzinesiyle bir süre sıkıntı yaşamadım da değil.
Neyse ilk sayfayı biraz korkuyla açtım.Anladım ki bu çabuk duygusallaşan insanlar için değilmiş.Takami hayalgücünü hiç sakınmıyor,ve bazı sahneler yoğunluğu ve derinliğiyle insanın çenesini düşürüyor,ama hikayenin kendisi Battle Royale'i sırf zeka gerektirmeyen kan banyosu kitaplardan ayırıyor.Hiç tahmin etmediğim dönüşler var kitapta ve sonuysa nefes kesici( ve hiç beklenmedik!).Size bu kitap hakkında daha fazla şey anlatmak isterdim,ama bu kitabı ana olayları anlatmadan yorumlaması zor.Eğer bu kitabı alabilecek durumdaysanız kesinlikle almalısınız.Birden fazla okuyacağınızı garanti ederim.Ben kesinlikle öyle yapacağım!



RKBT'nin diğer günlerinde neler olacağını merak ediyor ya da
önceki 4 gün neler olduğuna bakmak istiyorsanız işte size
Tur Takvmi;




15 Mayıs 2014 Perşembe

Ölüm Oyunu / Battle Royale The Novel By Koushun Takami Yorumu



RKBT'nin 4. Günündeyiz!
Yarın yayımlayacağım Yurtdışı Yorumları bölümüme de bakabilirsiniz...
YD Yorumları

  Kitaba ait yorumuma gelirsek;
Battle Royale / Ölüm Oyunu'nun konusunu ilk okuduğumda The Hunger Games / Açlık Oyunları'na çok benzetmiştim.Hatta onun Japon bir kopyası olduğunu düşünmüş, The Hunger Games'in büyük bir hayranı olarak yazarı Suzanne Collins'in yarattığı dünyaya hakaret gibi algılamıştım.

  Sonra kitabı okumaya başlamadan her zaman yağtığım gibi ilk ve son sayfalarına göz gezdirirken 'Yazar Hakkında' bölümünü okumaya başladım.Ve orada söylenene göre bu kitap bir Japonya dahil olmak üzere bir çok ülkede kült haline gelmiş bir kitap imiş meğer.

  Asya kültürlerine çok aşina olmadığım için buna oldukça şaşırmıştım.Kitabın filmi bile yapılmış yahu! Ayrıca The Hunger Games'in kopyası olma ihtimali de kitabın yayım tarihinin 1999 olduğunu okuduğumda elenmiş oldu.Hatta The Hunger Games'in bunun bir kopyası olma ihtimalini düşünmeye başladım.Belki de yazarı bu kitaptan esinlenmiştir?

  2000 yılında filmi dahi çıkmış olan bu 1996 da tamamlanmış ancak 1999 çıkış tarihli Battle Royale'ın 3 manga serisi de bulunyormuş.İlgililere duyrulur ;)

  Yorumuma gelecek olursak eğer,kitaptan oldukça hoşlandığımı itiraf etmekle başlamalıyım.Neden itiraf etmek dedim,çünkü şahsen çok büyük bir Asya hayranı değilim.Herhangi bir konuda.Romanlarına,dizilerine,filmlerine ya da mangaya karşı bir beğenim yoktur.Bu şimdilerde çoğu kişiye tuhaf gelse de açıkçası ben yakın zamanda patlama yaşayan Asya toplumuna karşı saygılı olsam da hayranlık duymuyorum.Ama yine itiraf ediyorum ki en iyi korku filmlerini onların yaptığını düşünüyorum.Nedendir bilmem ama sanırım tiplerine gidiyor :D


  Aslen kitaba ilk iyi gözle bakmama sebep olan şey Stephen King'in alıtısı oldu.Kitap hakkında "Ölüm Oyunu,delicesine keyifli ve dehşet dolu bir nükte.Belki de başlı başına delicedir." demiş.Ve sonuna kadar da haklı buldum kitabı bitirince.Stephen King her zaman haklıdır ;)

  Lafın kısası kitabı okumaya başlamadan önce biraz gözüm korkmuştu diyebilirim.Özellikle de ilk sayfalarında yer alan 'Şiroiva Lisesi 1-B Sınıfı Öğrencci Listesi'ni gördüğümde dehşete kapıldım.Neden mi? O isimleri siz de okusanız siz de dehşete düşerdiniz herhalde.Hepsi birbirinin kopyası gibi! Dedim "Eyvahlar olsun.Ben bu kitabı okurken kim kimdir nasıl hatırlayacağım?!"
Ne demek istediğimi daha net anlayabilmeniz için size listedeki KIZLAR bölümünden iki kişinin adını yazacağım.

Yukiko Kitano / Yumiko Kusaka 

Wow....

  Neyse lafı uzattım yine ama.Yani kısaca kitap korkularımın üstünde çıktı.Okurken heyecanlandım,hatta bazen tırnaklarımı yedim.İsim konusunu da bir süre sonra aşıyormuş insan onu da öğrendim. :)

  21 kız 21 erkeğin kapana kısıldığı o yerde kendimi onlardan biri gibi hissettim.Bunu çok iyi başarmış Takami.İnsanı anlatımıyla tamamen başka bir dünyaya taşıyor.42 adet öğrencinin her birini iyi işlemiş yazar.Bunu yapabilmek her yiğidin harcı değildir yani.Türü Young Adult olarak geçiyor ama bence bu türden çok daha ötede bir roman Battle Royale.Tüm a 'Teenage Drama'sından uzakta,korkusuz bir roman olmuş.Karakterlerin hepsinin genç olmasına aldırış etmeden her yaştan okuyucuya açık bir hikaye yararmış Takami.Hakkını vererek yazmış açıkçası.Okuduğum her sayfada The Hunger Games'ten uzaklaştı gözümde.Çünkü Battle Royale kanın korkusuzca aktığı,vahşetin tadını damağınızda hissedebildiğiniz dehşet dolu bir roman.Ancak bunu aptal bir kan romanı ile karıştırmayın kesinlikle.Konuyu bu vahşetle birleştirmek bir ustalık.Ve vahşeti insana yedirmeyi bilmiş,tabiri caizse.

  Olayların gidişatı kadar konunun odaklandığı noktalar ve o şaşkınlık veren dönüşler,şaşırtmacalar insanı 'Bu kitap dahiyane değil de nedir?' diyerek bırakıyor.Midesi kaldıranlara bir başyapıt sunuyor Takami.Bu romanın kült olmasına şaşmamalı.

  Yazara ait okuduğum ilk roman ancak son olmayacak kesinlikle.Sanırım Battle Royal serisi olarak 15'e yakın romanı var.Elimden geldiğince hepsini okumaya çalışacağım.En kısa zamanda da filmini izlemem gerek diye düşünüyorum.

Şimdi de bu romana sahip olabilme şansını yakalayabilmeniz için 'YARIŞMA'mıza geçelim.

2 Şanslı kişiye Pegasus Yayınları'ndan Koushun Takami'nin Ölüm Oyunu Romanını hediye ediyoruz.


a Rafflecopter giveaway

Ölüm Oyunu / Battle Royale The Novel By Koushun Takami

Tür: Dystopia, Young Adult, Korku, Gerilim
Goodreads Puanı: 4.22 
Orijinal Adı: Batoru Rowaiaru
İngilizce Adı: Battle Royale
Sayfa Sayısı: 624
Baskı Yılı: 2014
Çeviri: Müge Kocaman Özçelik
Yayınevi: Pegasus Yayınları

 Varoluş ile vicdanın mücadelesi:
Bir adaya hapsedilmiş
21 kız ve 21 erkek öğrenci.
Şiddet dolu, kâbus gibi bir oyun.
Onlarca silah, psikolojik bir savaş ve tek bir kazanan…

Totaliter Büyük Doğu Asya Cumhuriyeti, halkı baskı altında tutmak için her sene acımasız bir askerî program düzenlemektedir. Bu doğrultuda ıssız bir adaya götürülen lise öğrencilerine rastgele silahlar verilmekte ve kuralları çiğnediklerinde patlayan tasmalarla, geriye tek kişi kalana kadar birbirleriyle mücadele etmeleri beklenmektedir…

Modern Japon edebiyatının klasikleşmiş eserlerinden sayılan ve aman vermez günümüz dünyasında hayatta kalmanın anlamına dair çok güçlü bir alegori olan Ölüm Oyunu, şiddet kavramını baş döndürücü bir gerilimle işliyor. 

“Ölüm Oyunu, delicesine keyifli ve dehşet dolu bir nükte. Belki de başlı başına delicedir.” 
Stephen King

20 Mart 2014 Perşembe

Evvel Sevda İçinde



Neredeyse her şiirinde altını çizecek bir kelime,bir cümle buldum okurken. Bu çok nadirdir,arkadaşlar,inanmayın her şiirin okunası yahut dinlenesi olduğuna.Şahsen ben inanmayanlardanım.

İbrahim beyin yazdığı bazı şiirleri gerçekten favorilerime ekledim ve en kısa sürede şiiri seven bir kaç dostumla da paylaşacağım.Aslen şiiri seven ancak kitaplığımda çok da şiir kitabı olmayan bir okuyucuyumdur,malesef.

Zaten bir çoğunuz da biliyordur,bu blog-sayfa işlerinden elimi eteğimi çekmek niyetindeyim.O nedenle okuduğum çoğu kitabın yorumunu-eleştirisini paylaşmıyorum çok zamandır.Bunu paylaşmak istedim ama nedense.Sanırım şiir olduğu için özel geldi bana ve sizler de bilin istedim.

Kitabın içinde bulunan bazı şiilerden beğendiğim bazı mısraları alıntı olarak koymayı da ihmal etmeyeceğim elbet.Belki içinizde şiir kitabı okumamış olanlarınız vardır.

Varsa eğer,ben derim ki az dozda başlayın çünkü bazen sarhoş etkisi yaratabiliyor insanlarda.Ve bence birinin ilk kez maruz kaldığı bir şeyi hazmetmesi için ona kaşık kaşık değil de küçük küçük verilmeli.

O nedenle şimdi size kitaptaki şiirlerden parça parça mısralar paylaşacağım...


GECİKMİŞ BİR PUSULAYA PASLANMIŞ BİRKAÇ KIRIK SÖZ

 "Kendine yabancı herkes tanışsın kendisiyle" demişsin,
kelamını aldım.
 Her şey yaşlanıyor,yalnızlık kalıyor geriye.
 Bana şunu öğretti ki hayat
-kimse tek başına güzel değil-
 Hüzün dedikleri potansiyel bir fahişe
 baban bile böylesini görmemiştir.


ŞAİRLER BAHŞİŞ ALMAZ

Yolunu şaşırdı
yağmur ve insan
Sevgili yaradan
Eskiden senden gelen yağmur
şimdi Balkanlardan geliyor.
Gözünü dört aç insanlar şaşıyor


SEN TURNA GEÇİDİ BEN UÇKUN

Her yaşanmışlığı curcuna ömrümüzün
ve herkes kendi sirkinin baş soytarısı
yazık
gülümsediğim her şey telef oluyor

Sanırım
Saksıda ağaç yetiştirmek benim yaptığım
sadece bu olsa iyi
bir de meyve versin istiyorum

Sahi o kadar belli mi seni sevdiğim
Ben belli etmem sanıyordum


BEN,BAHTIM VE TUTARLI GÖKKUŞAĞI

Ömrüme dağ olmayacaksan
yamacımda kırlangıç ol
Keklik ol
Keklik ol
Gafil olma
Ben bu aşkı üşüdüğüm için mi ateşe attım
Tanrı aşkına


KİRLİ AŞK BU

Kaçan mı kovalayandır
kovalayan mı kaçar
Yakalayan var mı
Geri dönmüyorsa
hiç evet demiyorsa
ve ücretsiz sevişmiyorsa hayat
yeterince orospudur artık

Kapını çalsam
yüreğini çalacağım demektir
Yüreğini çalarsam
beni ele verme



Bu ve bunun gibi güzel betimlemelerle yazılmış anlamlı şiirler var kitapta.Gönlüm istedi ki hepsini yazayım ancak alıp okuyun da istiyorum bir yandan.

O nedenle küçücük bir bal çaldım ağzınıza.Tadı damağınızda kalsın ki fazlasını isteyebilesiniz...

5 Ocak 2014 Pazar

Vefa Enver Pembeleri!


Çok sevdiğimiz ve ısrarla takip ettiğimiz Vefa Enver Ephesus Yayınları'nda çıkıyor bu sefer karşımıza.

"Çocuk da Yapamadım Kariyer de" ve "Bunu Sen İstedin" başka bir yayınevinden daha önce çıkmıştı hatırladığım kadarıyla ama bu kapaklar bence kitabı halihazırda elinde olanlar için bile yeniden almayı düşündürtecek kadar çekici!


Şimdi serinin tanıtımına geçelim;
 
 
Çocuk da Yapamadım Kariyer de

Yazarın Adı: Vefa Enver




Editör: Güven Akgün

Kapak Tasarım: Özer Çevikel

Türü: Romantik Komedi

Ebat: 135 x 210

Sayfa Sayısı: 400

Baskı: Aralık,2013


FİYAT: 18 TL




Bunu Sen İstedin

Yazarın Adı: Vefa Enver

Editör: Güven Akgün

Kapak Tasarım: Özer Çevikel

Türü: Romantik Komedi

Ebat: 135 x 210

Sayfa Sayısı: 440

Baskı: Aralık,2013


FİYAT: 20 TL



Neyse Ki Çocuk Yaptım

Yazarın Adı: Vefa Enver

Editör: Güven Akgün

Kapak Tasarım: Özer Çevikel

Türü: Romantik Komedi

Ebat: 135 x 210

Sayfa Sayısı: 304

Baskı: Aralık,2013


FİYAT: 18 TL

TANRIÇANIN SAVAŞI


Tanrıça kitabı çok severek okumuştum.Ancak bu kitabı sanki ilkinden daha çok beğendim ne yalan söyleyeyim.Aimée Carter aslında çok güzel bir konu bulmuş.Hayal gücü eğlendirici.Yazarın zaten tarzı asıl hoşuma giden.Bazen dilinin akıcı olmayışıyla ilgili yorumlar olsa da aslında bir süre sonra alışıyorsunuz ve farkına bile varmıyorsunuz.

Serinin ve kitabın konusuna çok fazla değinmeyeceğim.Zaten seriyi bilenler,takip edenlerin buna pek ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.Çok bilindik bir deri oldu Tanrıça serisi.Aslen bazen çok daha iyi kitapların hiç duyulmadığını,yalnızca belirli bir kesim tarafından bilindiğini fark ediyorum.Çokca bilinen ve okunan bazı kitapların aslında hiç bir özelliği olmadığını hatta ve hatta bilakis söylenenden çok daha kötü olduğunu gördüm.Ama bu seri onlardan değil.Bence popülerliğinin hakkını veriyor.Aimee Carter yazar olarak insanı doyuruyor bence.Beğenip beğenmemek elbette ki görüşe bağlıdır,kişisel zevke.Ama bu seri ve seri içerisindeki özellikle bu kitap tüm kesimin hoşuna gidebilecek bir kitap diye düşünüyorum ben.

Umarım en kısa zamanda kütüphanenize ekleyip keyifle okuyabilirsiniz.Kesinlikle tavsiyedir.

PROVİDENCE ÜÇLEMESİ 1: Araf

*Yorumum Spoiler içerir.Buna hazırlanarak okumaya başlayın ;)*

 Bu kadın nasıl aşık erkek yazacağını biliyor arkadaş!

Önce Travis şimdi de Jared ! Ahh ahh! Zaten beyaz atlı prensinin hayalini kuran bir kız olarak bu yazar kesinlikle hayallerimin çıtasını yükseltti.

"Seni durmadan izleyip,hayatı boyunca neredeyse sana aşık olan bir yarı koruyucu meleğin varsa insan daha ne istesin hayattan be!" diye diye ağladım kitabı okurken.Derdime yandım...Arada sırada gerçek olmasını ümit edip sağıma soluma bakınmadım da değil hani :D

 Çığlıklarıma başlamadan önce kitabın kapağı ve ayracı hakkında bir kaç şey söyleyeyim istiyorum.Öncelikle kapak aslen kitabın kendisiyle pek uyumlu olmasa da,çok güzel görünüyor bence.Bu kesin.Ama ayraç muhteşem tatlı! Benim ayracım gelmedi ancak ne yapıp edip elime bir tanesini geçirmeye bakıyorum. :D

 Bu yayınevinin ayraçları kitaplarınınn ilk sayfalarındaki süslemeler harikulade! Hepsi birbirinden ayrıntılı ve harika.Ellerinize sağlık diyorum buradan...Tüm yayınevlerinin biz okurlar olarak ayırdığı bir özelliği vardır içlerimizde.Sanırım Yabancı Yayınlarının da bu oldu,en azından benim için :)


 Kitap başından beni ele geçirdi.Ortalarına doğru artık Jared onu sevdiğini itiraf edince resmen kıskançlıktan çatladım.Eleştirilerime geçmeden önce beğendiğim yanlarından bahsetmek istiyorum.

  Öncelikle karakterler gerçekten güzeldi.Jared'ın kız kardeşi Claire başlı başına bir iltifat konusu. :D
O kıza bayıldım! Ana karakter Nina'dan çok daha fazla sevdim onun o kızgın hallerini.

  Sonra Jared.Ahh o Jared! Aşık çocuk dediğin böyle olur.Okuyun anlarsınız.Tamam spoiler var dedim ama Jared'dan konuşmaya başladım mı susamayacağım gibi geliyor.O nedenle ona buradan bir öpücük atarak hızla geçiyorum.

  Ryan da ayrı bir salak.Çok tatlılıkları vardı o ayrı ama.Özellikle Nina ile reklam repliklerini söyledikleri yere bittim.Süper komik ve enteresan olmuş.Yazarı tebrik etmek gerek.Ama kızın Jared'a olan duygularını bir erkek bu kadar görmezden gelebilirdi yani.Kıza utanmasa "O herifin evinde ne işin var senin?" falan diyecek sandım bir ara.Kafasında onun erkek arkadaşı olduğunu o denli özümsemiş çocuk. :D

  Ders esnasında ona bir not yazmıştı,o çok tatlı ve komikti.Aynı zamanda ne denli Jared / Nina ilişkisini kıskandığını da açıkça belirtiyor bence.Anlatmak istediğimi hemen anlayacaksınız.

"Benimle öğle yemeği yer misin?(bir tanesini işaretle)
1. Seninle oturursam iştahımı kaybederim
2. Kocamla çoktan plan yaptık
3. Elbette,slogan pratiği yapmam gerek."


 Yazarın aşk adamları yazma konusunda doğuştan bir yeteneği olduğu doğru,ancak kitaplarında bazen bir kaç kopukluk yaşatıyor okuyucuya.Bu diğer iki kitabında da olmuştu bende.Çeviride sıkıntı var desem,onu da sanmıyorum.Duygusal olrak okurken birden bir karmaşıklık yaşıyorsunuz bazen JAMİE'nin kitaplarında.Bunu acilen düzeltmesi gerek.Sanırım yazara mesaj atacağım ;)

 Ama sonuç olarak devam kitabı olduğu için sevinçten çığlık attığım ve okumak için içimin pır pır ettiği bir kitap ARAF.Kesinlikle ama kesinlikle tavsiyemdir...

10 Aralık 2013 Salı

Gece Okumayın! :) Baba Dışarıda Bir Melek Var!

 Fikret Topallı'yı ilk okuyuşumdu bu.Aslen bildiğiniz üzere pek de Türk yazar okumam ben.Nedense yabancıların anlatım şekli beni daha çok içine çeker.

 Ancak bu kitabın konusu daha okumadan beni meraklandırmıştı açıkçası.Zaten 'URBAN LEGENDS' yani 'Şehir Efsaneleri'ne oldukça büyük bir ilgim vardır.

 Kapağın üzerinde 'Türkiye Ve Dünyadan Şehir Efsaneleri' yazdığını gördüğümde açıkçası çok meraklandım ve hemen kitabı açıp okumaya koyuldum.


 Kitap küçük küçük şehir hikayelerinden oluşuyor beklediğiniz üzere elbette.Kitapta bildiğim ve bilmediğim bir dolu şehir efsanesi haline gelmiş hikaye vardı.Açıkçası benim içim cennet gibiydi.Okurken de hem çok eğlendim,hem de bazen ürktüm.En çok da Türk Şehir Efsanelerinden biri olan cinli bir hamam hikayesi vardı ki beni benden aldı.

  Zaten hamam falan pek sevmem,gitmem de ama hele de bundan sonra tövbeler olsun. :D

 Dünyadan anlatılan şehir efsanelerinde bildiğim bir kaç tane vardı ancak böyle gerçeğe dayalı ve neden şehir efsanesine dönüştüğüyle ilgili bilgi verilerek yazılan okuduğum ilk kitaptı bu kitap.Öyle "Zaten bilindik üç beş hikayeyi yazmış,kitap olarak satmış." şeklinde sakın ha düşünmeyin. "Ben çoğunu biliyorum zaten." diye de.Bildiklerinizin kökünün nereden geldiğini öğrenebiliyorsunuz bu kitapta.Olayın yaşandığı mekanların yahut olayın kendisinin neden böylesine herkesin bildiği bir olaya dönüştüğünü de güzelce açıklıyor yazar.O nedenle ciddi anlamda beğendiğim bir kitap oldu.Açıkçası okuması da bir hayli zevkli.


  Bir gecede yalayıp yutuveriyor insan.Değerli bir arkadaşım olan Şefika bana "Bak bunu gece okuma,korkarsın sonra." demişti.Ben de salak gibi "Yok ya be öyle şeylerden korkmam." demiştim.Oysa cidden ürkütücü olabilen bir kitap.O nedenle ben de size buradan aynı tavsiyeyi veriyorum şimdi.Gece okumayın :D

 

 Yani kısacası yepyeni hikayeler öğreneceğiniz,eğlenceli bir okumalık 'Baba Dışarıda Bir Melek Var!'

 İçerisinde Türkiye'den de oldukça enteresan ve itiraf etmem gerkirse hiç duymadığım bir çok şehir efsanesi vardı.Aileme de okudum bir çoğunu ve hepsi "Vaaaay... Voooovv..." gibi tepkiler verdi.Şimdi bir düşündüm de aile ile birlikte okunabilecek bir kitap bu ayrıca.HEp birlikte kaliteli ve oldukça enteresan bir zaman geçirmek için harika bir kitap.

  Her zaman olduğu gibi kapak tasarımı ve ayraca değinmeden bu yazıyı bitiremeyeceğim.O nasıl bir ayraçtır öylee?! BA-YIL-DIM!



  Diğer korku romanlarımı (ki bende tonla var :D) okurken hep onu kullanacağım artık.Çook başarılı.Ciddi anlamda beğendim.Kitabı tamamlamış bence.

  Ve kitabın iç tasarımındaki kanlı eller dış tasarımı ile süper bir uyum içerisinde insanın gözüne çok  hoş geliyor.Yazım hatası bulamadım bile.Çok başarılı bir basım olmuş.
 Yabancı Yayınları'nı tebrik ederim.

Sizlere de iyi okumalar dilerim.
 

Sample text

Sample Text

.. BookS N BookS ..

Sample Text

BookS N BookS Bloguma HOŞGELDİNİZ !

Kitaplarla ilgili istediklerinizi bulacağınızı umuyorum :)