Social Icons

Pages

23 Mayıs 2013 Perşembe

Kari Vaara #3 Beyaz Helsinki İncelemesi!


Kari Vaara Serisinin 3. kitabı olan Helsinki White/Beyaz Helsinki,serinin diğer kitaplarında olduğu gibi harikaydı..

Kısa zamanda okuyup bitirdiğim bir kitap olmayı başardı.Malesef serinin #2 kitabı Lucifer's Tears/Şeytanın Gözyaşları kitabı için aynı şeyleri söyleyememiştim.Bu nedenle Beyaz Helsinki'yi okurken biraz tereddütüm vardı açıkçası.Ama serinin ilk kitabı olan Snow Angels/Kar Melekleri kitabını o denli sevmiştim ki #3 kitabına şans vermemi sağladı.Ve pişmanda olmadım!

Öncelikle kapak tasarımının ilk iki kitaptan farklı olması hoşuma gitmedi.Bunu söylemeden edemeyeceğim.Diğerleri beyaz,kabartmaları çok hoş kapaklardı ancak bu kitabın adı BEYAZ HELSİNKİ olmasına rağmen çok mavi geldi gözüme.Arka kapaktaki tanıtım yazısını ve yazarın adını okumasam Kari Vaara serisiyle eşleştirmezdim o derece.Ben seri kitapların kütüphanemde yanyana dururlarken bile yabancıymış gibi görünmelerinden hoşlanmıyorum.Ve bu seride maalesef böyle oldu.Keşke daha beyaz bir zemin kullanılsaymış demeden edemedim kısacası.

Ancak çevirisi çok iyiydi.Kendim de çevirmen olduğumdan bir kitabı çevirmenin ne denli zorlu olduğunu bilirim.Ve bu kitap Fince kelimeler içeren bir kitap.Eminim uğraş gerektirmiştir.Çevirmenin beynine sağlık diyorum.

Konusuna gelirsek,kapak yazısında daha bir polisiye havası estirilmiş ancak şimdiden söyleyeyim malesef bunda da ikinci kitapta olduğu gibi Kar Melekleri havası yok.Oradaki cinayet soruşturması çok daha tatmin ediciydi.Ancak Beyaz Helsinki ikinci kitap gibi daha kişisele inen bir roman olmuş.Fakat Şeytanın Gözyaşları gibi sıkıcı ve tarihi içeriği fazla bir savaş kitabı gibi değildi.O nedenle ok daha hoşuma gitti.Bir Kar Melekleri etmese de kesinlikle okumaktan zevk aldım.Sanırım serinin ilk kitabı bende oldukça iyi bir izlenim bırakmış ki Kari Vaara serisi denilince beklentilerim yüksek oluyor.Beyaz Helsinki bu beklentileri tam anlamıyla karşılamadı ama %90 harikaydı.%10 eksikliğini de sanırım Kari'yi değiştiren yazara olan kızgınlığımdan kaynaklanıyor.

Bir kitap önce Kari'de bulunan tümör Beyaz Helsinki'de ameliyatla alınıyor.Ve BUM! Kari Vaara bambaşka birine dönüşüyor.Hissiz,umursamaz ve Helsinki kadar soğuk birine...O çook sevdiği karısı Kate ve yeni doğan bebekleri Anu'ya karşı hiçbir şey hissetmiyor,birr önceki kitapta bahsedilen örgüt kurulup başına geçtiğinde yok ettiği diğer insanlara da.Resmen bir cesedi asitle ortadan kaldıracak hale geliyor Vaara.Oysa ben onun romantikliğini,düüşünceli oluşunu severdim hep.Kate'den başkasına kadın diye bakmayan adam gidip başka kadınlardan hoşlanır olmuş kitapta ve cidden memnun olmadım.

İşte size onu kendi ağzından açıklayan kelimeler :
Beyaz Helsinki/ syfa:20

Kate ile isteklerimiz birbirini tutmadığında mümkünse onun mutluluğunu kendi mutluluğumun önüne koyardım.İşimin ilişkimize tekrar engel olmayacağına dair kendime söz vermiştim.Aslında romantik biriyimdir. :)

cinayetlerin başlaması biraz zaman alıyor.Başladığında da ırkçılık,neo-naziler falan derken bazı yerlerde hala ten rengini yadırgayan,din tercihini sorgulayan insanların var olduğunu bilmek canımı yaktı gerçekten.Acı bir tablo çünkü.Bazen okurken sinirden dişlerimi bile sıktım.Sonra O örgüt olayı...Vaara'nın başını çektiği bu gizli grup.(ki grup yalnızca 3 kişilik.Vaara-Mila ve tatlım denilen yeni karakterden oluşuyor) O örgütün yaptıkları ve Kari'nin değişimi tüm kitabın asıl konusu desem yeridir.

Kitabın sonunda katilin kim olduğunu anlamıştım ben zaten.Ama beni asıl şok eden ne denli acımasız olduğuydu.Gözünü kırpmadan birçok şey yapması beni acayip etkiledi.Enn sonunda olan negatif olay ise kesinlikle hiç belemediğim bir gelişmeydi.Kari hayatın nasıldı ne hale geldi diye söylendim okurken :) Yeni karakter olan Tatlım'a da BAYILDIM! Kariden sonra favorim !

Sonuç olarak harikaydı.Keyifle okudum.Eğer henüz Kari Vaara ile tanışmadıysanız şiddetle tavsiyemdir. ;)
Not: Seriyi sıralı şekilde okumalısınız yalnız.İlk kitaptan başlayın okumaya muhakkak.Çünkü birbirini takip eden bir seri.Konular bir öncekiyle oldukça bağlantılı.Bilmeden direkt olarak son kitaptan başlanılacak bir seri değildir,haberiniz olsun ;)

İşte Türkiye'de Ephesus Yayınlarından çıkan ilk 2 kitap...




14 Mayıs 2013 Salı

Raintree : Cehennem by Linda Howard Dünya Yorumları ♥

 

Newyork Times Bestseller Author Linda Howard yine harikalar yaratmış ! ♥
Raintree üçlmesesinin ilk kitabı olan İnferno /Cehhenem gerçejten benim severek okuduğum kitaplar arasına girmeyi başardı.Benim düşüncelerimi merak ediyorsanız işte yorumumun linki ;)
sLn Ağzından Raintree ♥
Ben dünya üzerindeki diğer okuyucuların da düşüncelerini merak ediyorum aslında diyorsanız öyleyse bu yazıyı okumaya devam edin!
Daha önceki OGBT turunda(takip edenler biliyordur) yaptığım gibi yine belirli kaynaklardan yararlandım yalnızca.Bunlar amazon ve goodreads siteleridir.Benim en güvendiğim ve kitapla ilgili içeriği en yüksek kaliteli yorumlara sahip sitelerdir.



Buralarda araştırırken kitaba verilen ortalama puan oranının şöyle olduğunu saptadım;




5 yıldız üzerinden en çok 3 yıldız verilmiş.

1 Yıldız %9
2 Yıldız %12
3 Yıldız %21
4 Yıldız %17
5 Yıldız %17

İşte o yorumlardan bazıları:

Eve
3 STAR
♥♥♥

Kötü bir okumalık değildi.Epeyce Linda Howard kitabı okumuşluğum var.Onun tarafından yazılan okuduğum ilk paranormal kitaptı bu.Daha fazlasını okumak için sabırsızlanıyorum...




                                                     
Babs
3 STAR
♥♥♥

Hey bu epeyce iyiydi! Sonuna gelinceye kadar "devam eden" bir hikaye olduğunu fark etmemiştim (Howard'ın konuyu bu kadar hızlı nasıl sona bağlayacağını merak etiştim,şimdi anlıyorum..) Hikayenin konusu iyiydi ve onun Raintree dünyasından gerçekten hoşlandım... Oldukça eşsiz ! Yalnızca "İdare eder" serilere yatırım yapmayı bıraktım,ama sanırım buna bir şans vereceğim,son zamanlarda okuduğum diğer serilerden biraz daha fazla potansiyele sahip.



 
Sonja
4 STAR
♥♥♥♥

Heyecanlı,sexy ve eğlenceli! İki ana karaktere ve bu seri için yaratılan dünyaya da bayıldım.İlgi çekici ve başarılı.
Tek şikayetim ise sonunda KOCAMAN bir boşluk olması.Okuduğum kitaplarımın seri olma yolunda olsalar dahi,titizlikle konunun bağlanmasını tercih ederim.






Andrea
5 STAR
 ♥♥♥♥♥

Bu kitaba bayıldım ve bu serinin diğer iki kitabını da gerçekten okumak istiyotum.
Dante sexy,insanları üzerinde kontrol sahibi olan bir kral ve ana yetenekleri ateş kontrolü ve onun için de yeni olan zihin kontrolü yeteneği.
Lorna suistismar edilmiş bir çocukluk yaşamış ancak büyümüş zeki,sexy ve komik (kelimeleri nasıl kullanacağını iyi biliyor) birine dönüşmüştür ve yeteneği sayılarla ilgilidir.
Bu heyecan ve romantizmle dolu fantastik bir hikayeydi,ve tabii ki paranormal türtünde yeni bir dönemeç.


Raintree: İnferno / Cehennem Alıntıları Yanıyor,Yakıyor !!♥



Linda Howard'ın Harlequin yayınlarından çıkan yeni PARANORMAL ÜÇLEMESİ Raintree:İnferno/Cehennem kitabından alıntılar !!! ♥♥♥

Kitabın bazı yerlerini o kadar çok sevdim ki sizinle paylaşmadan duramadım.Bu gülümseme sizin de yüzünüze yayılsın diye elimi korkak alıştırmadan alıntılarda bonkör davrandım.İyi okumalar ;)



Ana kahramanlarmız Dante Raintree ve Lorna Clay'in ilk tanıştıkları kumarhanede Lorna'nın güçleri olduğunu ve hangi kabileden olduğunu merak eden Dante ve Lorna arasındaki diyaloglardan alıntı..

☼ Dante, "Senin bir Raintree olmadığını biliyorum," diye devam etti. "Kendi klanımı tanırım.O halde,Ansara mısın yoksa başıboş bir tür müsün?"
Lorna bir kez daha şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemede. "Başıboş mu?"
"Raintree ya da Ansara olmayan birisi yani."
Lorna,Dante'nin söylediklerini zorlukla takip edebiliyordu.Yorulmuş ve korkmuştu. "Alsana ne demek?"
Dante başını geriye atıp bir kahkaha attı.
"Alsana değil," dedi Dante gülmeye devam ederek "Ansara."
"Hiç duymadım." Kim bilir hangi çeteydi bu!

Dante'nin kumarhanesinin yangını esnasında Lorna'yı etkileyerek yanında tutmuş ve sonrasında bu zorlamayı ilk kez fark eden Lordna ve Dante arasındaki konuşmalardan alıntı...

☼Dante istifini bozmadan, "Anladın demek ki," dedi.
"Kendi ayaklarımla o cehennem gibi yangının ortasına sürüklenmesem daha anlayacağım yoktu aslında."  Lorna mümkün olduğunca iğneli konuşmaya çalışmıştı. "Bunu nasıl ya da neden yaptığını bilmiyorum ama..."
"En azından neden kısmı açık aslında."
"Benim için hiç açık değil doğrusu.Acaba,bir süre oksijensiz kaldığım için anlamıyor olabilir miyim?Bu arada,bilin bakalım kimin yüzünden oksijensiz kalmışım?"
"Elbette nedeni kumarhanemde hile yapmaya kalkmanla ilgili ufak mesele.Yoksa kumarhanem yanıp yerle bir oluyor diye o meseleyi unutacağımı sanmıştın?"
 "Ben öyle bir şey...Dur bir dakika! On dokuz kat inerken beni hipnotize edemeyeceğine göre daha yangın başlamadan yapmıştın o işi,öyle değil mi?"
Dante sırıtınca bembeyaz dişleri is karası yüzünde parlamıştı "Sence ne demeliyim?"
"Ne diyeceğin umurumda değil.Sadece,kara büyü mü yaptın,hipnotize mi ettin ,artık ne yaptıysan onu sona erdirmeni istiyorum.Beni bu şekilde tutamazsın."
"Seni tam olarak bu şekilde tuttuğum anda böyle konuşman komik oluyor doğrusu." ☻



Dante ve Lorna yangın sonrası Dante'nin evine giderler.Oradan birkaç alıntı..

☼Lorna sırtı ona dönük bir şekilde,birkaç adım ilerisinde duruyordu,omuzlarını kasmış,duruşundan anlaşıldığı kadarıyla çenesini kaldırmışı.
Sessizliğin bozulacağına üzülmekle birlikte, "Tamam,artık konuşabilirsin," dedi Dante.
Lorna hışımla ona döndü,tek kelime söyledi, "Tuvalet!"
Dante'nin yüzündeki ifade o kadar komikti ki Lorna başka bir ruh halinde olsa gülebilirdi.

☼Ona doğru attığı her gönülsüz adımda Lorna'nın öfkesi iyice artıyordu.
"Seni pislik!" diye bağırdı Lorna,yanından geçerken Dante'nin bileğine bir tekme savurmuştu."Seni alçak!" Bu kez dirseğiyle vurmuştu ona.
Raintree'nin canını fazla yakmamış olmalıydı ki adamın yüzünde acıdan çok şaşkınlık ifadesi vardı.
"Beni ateşin ortasına sürükledin." Dante'nin belini hızla çimdikleyivermişti.
"Ateşten ödüm patlar benim ama senin umurunda mıydı sanki?" Bu sefer yanlamasına bir tekme inmişti Dante'ye.
"Ama hayır,sen abrakadabranı yaparken ben orada durmak zorundaydım,öyle değil mi?" Bu geçişinde Dante'nin tam karnına bir yumruk geldi.
"Sonra beynime tecavüz ettin,seni pislik,seni goril,seni korkunç büyücü doktor!" Dönüşteki yumruk Dante'nin böbreğimeydi.

☼Bu olayı hatırlayınca yine ürperdi.
"Git artık," diye fısıldadı hatırladıklarına.
Dante, "Hiçbir yere gitmiyorum," diye cevap verdi. "Sen de gitmiyorsun.En azından şimdilik..." İçini çekip ona üzgün bir şekilde baktı. "Çıkar üzerindekileri."
Lorna, "Daha neler! Elbette çıkarmayacağım!" diyerek geri adım attı ama doğal olrak fazla gidemedi.
Dante, "Öyleyse ben çıkartacağım."
Dante,artık sıkılmaya başlamış gibi derin bir nefes aldı. "Sana elimi bile sürmeden üzerindekileri çıkarabilirim.O halde işleri neden zorlaştırıyorsun böyle?"
Lorna onun haklı olduğunu biliyordu.Ona yaptığı şeyin ne olduğunu bilmiyordu ama Raintree'nin ona istediği her şeyi yaptırabiliyordu. "Bu hiç adil değil!" dedi.Ellerini hırsla yumruk yapmıştı. "Bana bunu nasıl yapıyorsun?"
"Unuttun mu,büyücü doktordum ben hani?"
"Aynı zamanda pisliğin tekisin!"
"Biliyorum,biliyorum.Hadi çıkar üstündekileri."




Lorna orada kaldığı ilk günün sabahında geçen diyaloglardan alıntı...

☼İstemeye istemeye yorganı başından indirdiği anda,kapının iç tarafında bekleyen Dante Raintree'yle göz göze geldi.Zorba adam aslında odadan çıkmamış,çıktığını düşünmesini sağlamıştı.
Tek kaşını kaldırarak Lorna2ya baktı.
Lorna'da gözlerini kısarak ona karşılık verdi. "Bu yaptığın insanlık dışı farkında mısın?"
"Neymiş insanlık dışı olan?"
"Tek kaşını kaldırman...İnsanlar böyle şeyler yapamaz,sadece cinler ve şeytanlar yapabilir.."
"Ben yapabiliyorum."
"Ben de bunu söylüyorum işte."
Dante sırıtınca Lorna sinirlendi,onu eğlendirmek niyetinde değildi çünkü.Dante, "Eğer kalkmaya niyetin varsa,bu şeytan kıyafetlerini temizledi ve.."
"Yırtmadıklarını herhalde."
"Ve sana şeytani gömleklerinden birini getirdi."

☼Lorna mutfaktan ayrılmak isteyip ayrılamayınca Dante'nin gerçekten mutfaktan ayrılmasını istemediğini anladı.Ayakları mutfak kapısının önünde durup kalmıştı.
"Lanet olsun sana Raintree!" diye bağırdı.
"Dante," diye düzeltti diğeri.
"Lanet olsun sana Dante!"
Dante, "Böylesi daha iyi," diyerek ona göz kırptı.☻




Dante Lorna'yı evde kalması için etkilemiştir ve kendisi dışarı gitmek istiyordur.Onunla Lorna arasında arabaya binmeden önceki diyalogdan alıntı..

☼Lorna kaşlarını çatarak, "Ya ölürsen ne olacak?" diye sordu. "Ya birden lastiğin patlar,dağdan aşağı yuvarlanırsan?Ya birdenbire felç geçirirsen?Ya tavuk taşıyan bir tırın frenleri tutmaz ve senin şu arabanı dümdüz ederse?Ben burada mahsur mu kalacağım?Lanet büyün,sen bilincini kaybedersen ya da ölürsen de beni etkilemeye devam eder mi?"
Dante yarı yolda durup, "Benim için daha iyi şeyler düşünemez misin,ne biçim ölüm  bunlar?Tavuk taşıyan tır da nereden çıktı?"



Evde kalan Lorna intikam planları yapar ve çeşitli şeker kaplarına,kahve kaplarına vs tuz,toprak koyar.Alıntı

☼Başucu lambasının yanmasıyla irkildi.Rahatladıktan sonra yorganı hafifçe indirdi.Aynı anda neredeyse çırılçıplak ama sıcacık Dante Raintree yatağa,yanına giriverdi.
Lorna, "Sen ne yaptığını sanıyorsun," dedi uykulu bir sesle.
Dante onun yanına iyice yerleştikten sonra uzanıp lambayı söndürdü. "Birileri yatağıma ku serpmiş,o yüzden burada uyuyacağım."
"SAÇMALAMA.Evden çıkabildim mi ki kum bulayım?Tuz o."
"Düzeltme kabul edilmiştir," dedi Dante. "Biraz öteye kay,bana yer aç."

Vee son iki alıntı !


Dante Lorna'ya bir Raintree olmanın yararlarından bahsediyordu.İşte alıntı...

☼"Bu hiç adi değil," diye yakındı Lorna. "en de gribe ve AIDS'e karşı bağışıklığım olmasını isterdim."
"Kızamık," diye mırıldandı Dante. "Suçiçeği,zona,uçuk..." Gözleri keyifle parlıyorduç "Eğer bir Raintree olmak ve asla bir daha burnunu çekmek itemezsen bir yolu var aslında."
"Neymiş o?Ay karanlığında toprağa bir tavuk gömüp,çevresinde yedi kere ters koşmam mı gerekiyor?"
Lorna'nın söyledikleri gözünün önünde canlanınca Dante bir an bir şey söyleyemedi. "Çok tuhaf bir hayal gücün var."



Dante ve Lorna'nın bir sabaha eğlenceli uyanışları..Alıntı.

☼Dante elini yorganın altına kaydırıp Lorna'nın çıplak bacağına dokundu. "Lorna,uyan."
"Neden? Bugün pazar,dinlenme günü değil mi.Ben de dinleniyorum.git başımdan."
Dante yorganı aşağıya çekti. "Hadi uyan kahvaltı hazır."
"Hazır falan değil,yalan söylüyorsun.Balkondaydın."
"Hani uyuyordun,nereden biliyorsun balkonda olduğumu?"
"Uyuyorum demedim ki,dinleniyorum dedim."
"Kahvaltı yapmak da çalışmak sayılmazHadi gel.Taze portakal suyuyla kajhve hazır,çörekleri ısıttım bile ve hepsinden önemlisi güneşin doğuşu harika."
"Senin için harika! Saat daha beş buçuk,üstelik günlerden pazar.Bu kadar erken kahvaltı yamak istemiyorum.Haftada bir gün beni sabahın köründe yataktan sürüklemesen?"
"Önümüzdeki pazar uyursun,söz veriyorum." Dante yorganı üzerinden almaya uğraşmak yerine elini yorganın altına kaydırıp Lorna'nn kalçasını çimdikledi.
Lorna çığluk atıp yataktan fırladı,kalçasını ovuşturuyordu. "Ödeşeceğiz,görürsün," derken saçlarını fgözlerinin önünden çekti,doğruca banyoya gitti.
Dante'nin bundan hiç kuşkusu yoktu,kendi kendine sırıtıp tekrar balkona çıktı...


İşte alıntılarımız ! Eminim şimdi kitaba dair gözünüzde çok daha net bir görüntü oluşmuştur.Beğendiğinizi umuyorum :)


Linda Howard Blog turumuzun diğer linkleri;

sLn Ağzından Raintree ♥

Alıntılar ♥

Linda Howard Yakıyor !!!! ♥

RAİNTREE SERİSİ YAKIYOR !


Linda Howard'ın Harlequin yayınlarından çıkmış ve serinin devam kitaplarının da çıkacağı Raintree serisi bir harika ! ♥

İlk kitap Ranintree:İnferno yani bizdeki adıyla Raintree:Cehennem çok keyifli bir kitap.İlk olarak Linda Howard her zaman favori yazarlarımdan biri olmuştur.Paranormal olarak okudğum ilk kitabı ama cidden iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum.Özellikle bu tarz kitapları çok okuduğum düşünülürse paranormal kitaplardan beğendiğim çok az oluyor bu aralar.Beğensem dahi yorumum oldukça eleştiri yüklü olabiliyor.
Nedendir bilinmez ama bu kitabı cidden sevdim.Sanırım ihtiyaç duyduğum bir anda elime geçti.Böylelikle ağzımda bıraktığı tat daha bir başka hale dönüştü.Kitabın benim için özel olmasının bir  diğer nedeni yazarın okuduğum ilk paranormal türündeki kitabı olmasının haricinde okuduğum ilk HQ romanıydıda.Hep övgülü sözler duymuş olmama ve kitapçılarda herkesin bir yerine 5'er 10'ar tane HarleQuin almasına ağzım açık baka kalmakla merak arası gidip geldiğim dönemlere rağmen ilk kez HQ okudum.Ve inanın şimdi neden 5'er 10'ar aldıklarını anlar oldum.HQ cidden bir çıtır çerez ! İnsan okudukça okuyası geliyor.Tadı damağımda kaldı inanın.Anında bağımlılık yaptı ve gittim diğer HQ kitaplarından almaya başladım.Sayfa sayılarının azlığından mıdır bilinmez ama etkili bir okuyucu kitlesi olmasına şaşmamalı.Tadı nefis ♥
Linda'da işin içine girince özellikle de benim en sevdiğim tür olan Paranormal işte yeme de yanında yat dedikleri bu olsa gerek !



Kitabın hemen başlıyor olması (ki bunu sayfa sayısının azlığına da bağlamak gerek) beni çeken bir etkendir seri kitaplarda.Bunda da ilk etken olduğunu söylememe gerek yok.Sonra karakterlerin birbirleriyle ilgilenmeye başlayış şekli,hemen reaksiyon göstermeleri ve bunun uzamaması süperdi.Dante'ye bayıldım! Çok sexy biri.Ne yapması gerektiğini bilen ve yaptığında pişmanlık duymayıp,pişmanlık duyulabilecek şeyleri de yeri gelince yapmaya çekinmeyen bir erkek karakterdi.Ben dominant erkek karakterleri özlemişim herhalde bana bir iyi geldi :D Normalde pek baskıdan hoşlanmam ama Dante nedense bende ityicilik uyndırmadı.Bilakis yaptıklarını komik buldum.Sanırım kadın karakter Lorna'nın biraz ürkek olmasından kaynaklandı.Çünkü ben ürkek kadın karakterlerinden nefret ederim.O nedenle ona yapılan bazı zorbalıkları görmezden geldim herhalde.Ama sonlara doğru Lorna'nın da dişlenmesi süperdi.Özellikle yatağa tuz dökme,kahve şişesine toprak doldurma falan çok eğlenceli ve komikti.
Direkt 'hadi kızım sen busun işte!' ye bağladım :D Gaza geldim.Dante'nin zihin kontrolünün falan okuduğum bazı yorumlarda eleştiri bombardımanına maruz kaldığını gördüm ve anlam veremedim.'Hadi ama yapmayın!Çok daha fazlasını yapan kitaplar okumadınız ve oradaki adamlar için içinizin yağları erimedi sanki!!' diye bağırasım geldi.Yalnızca kızı evine ilk getirdiğinde onu zorla soyması beni kızdırdı ama onu da bir yere kadar anlayabiliyorum.Lorna'nın Ansara olduğunu sandı ve kim düşmanına kibar olur yani?! O yüzden sonradan üzülmesi ve telafi edişi Lorna'nın gönlünü alması hoştu yine de.Neyse yani,böylelikle ne okuduğumu anlamadan biten bir aşk hikayesiydi.Hızlı,etkili ve tutkulu bir kitaptı.Seri olması beni sevindirdi.Özellikle kitap sonunda diğer iki kitaptan ön okumalık parçalar eklemesi çok hoşuma gitti.Merakımı dindirmek yerine arttırmış olsalar da yazarın kendisine ulaşıp teşekkür etmeden olmaz diye düşünüyorum.
Okumalı mısınız? , Önerir miyim? Diye sorarsanız da cevabım KESİNLİKLE olacaktır. :)



İşte Arka Kapak Tanıtım Yazısı ! ♥
RAINTREE: CEHENNEM  -  LINDA HOWARD
Raintree Klanı tarafından bozguna uğratılmalarından iki yüz yıl sonra Ansara büyücüleri, bu en amansız düşmanlarının karşısına bir kez daha çıkmaya hazırlanıyorlardı. Dante Raintree bir kral olarak klanını korumak zorundaydı ama karşısına çıkan Lorna Clay sadece yüreğini değil, neredeyse klanına duyduğu sadakati bile sarsacaktı. Lorna'ya güvenemediği gibi ondan uzak da duramıyordu.
Reintreeler, doğaüstü güçlere sahip olmalarının yanında, modern hayatın içinde yaşıyorlardı. Bu savaş, klanın sadakat ve ilişkilerini test edecekti.
Düşmandan gelen ilk darbede her zaman hükmettiği ateş bu kez onu yeniyordu. Dante, klanıyla birlikte, galip çıkamayabilecekleri bir kavgayla yüzleşmek zorundaydı.








10 Mayıs 2013 Cuma

Linda Howard OGBT'nin yeni Gözdesi !


İşte Yeni OBT !!!


Bu Sefer Linda Howard Hediye Ediyoruz !!!! Başka söze gerek var mıdır?

Harlequin Yayınlarından Çıkan Üçlemenin İlk Kitabı Raintree:Cehennem Okutan Günler Blog Turumuzun 3. Kitabı olmayı başarıyor.Beni bilirsiniz,yalnızca en iyi kitapları alır,okur ve sizinle paylaşırım.Bunuda okudum ve kesinlikle onaylıyorum.

Yorumumu malesef tur günü BookS N BookS'a gelinceye dek okuyamayacaksınız ama diğer OGBT üyeleri arkadaşlarımın yorumları bugünden itibaren sizlerle!



OGBT Linda Howard Yarışması !!




Yarışmamız Başladı !

Linda Howard Kazanmak İçin Yapmanız Gereken Tek Şey Kuralların Hepsini Yerine Getirmek !

İyi Şanslar ! ♥




a Rafflecopter giveaway

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Le Chic Butik Karakter Tanıtımı ♥




                            Okutan Günler Blog Turunda Son gün!



İşte Yorumum ve Karakter Tanıtımım ;


Kitabımızda 3 ana karakter var.Dori,Irene ve Jesi.Kitabı Dori'nin ağzından okuyoruz.Karakterleri teker teker tanıtmadan önce arkadaşlıklarını tanıtmak istiyorum.

[Tanıtımlarım (eğer mevcutsa)istatiksel bilgilerle başlayıp duygusal açılara inecektir.Ayrıca beğendiğim ve karakterlerle doğru orantılı olduğunu düşündüğüm bir kaç alıntı da ekleyeceğim]

Dori,Irene Ve Jesi New Jersey'de bir barda tanışmışlardır.Üçü de New York'un partilerinden,erkeklerinden sıkılmış başka bir şeyin,farklı bir şeyin arayışı içinde bu bara gelmişler,beklediklerini değil birbirlerini bulmuşlardır.Hemen ortak yönlerini keşfetmişler ve o günden beridir de çok iyi arkadaş olmuşlardır.



Ana karakterimiz ve kitabı ağzından dinlediğimiz Dori:

30'larında,altmış kilo ağırlığında,40 bedenlerinde güzel vücut hatlarına sahip bir kadındır.Üniversite mevzunu olmadan Manhattan'daki en büyük bankalardan biri olan Deutsche Bankası'nda bilgisayar danışmanlığı bölümünün kıdemli yöneticisidir.3 yabancı dil bilen başarısını ise kendine olan güveni ve hırsına bağlayan biridir.

Her ne kadar mükemmel dursa da hayat Dori'nin değimiyle "Dünyadaki Hiçbir başarı,gecelerinizi yalnız ve soğuk bir yatakta geçirmenizi sağlamıyor."

Dori kalbini sonuna dek açtığı ve buna karşılık olarak da feci bir hayal kırıklığı yaşadığı bir ilişkiden çıkmış,aşkı arayan ancak gerçekte aşkı bulmaya korkan bir kadın.Güçlü görünmeye çalışan bir duygusallık abidesi.Herkesle empati kurabilen,insanların karakter analizlerin(erkekler hariç nedense) iyi olan birisi.Erkeklere karşı olan şansızlığı sonucu hayatta aşktan çok çekmiş,şansına hep hayatının gidişatını değiştirecek olaylar yaşamış biri.Böylece herşeyi sorgular hale gelmiş,kararlılığıyla övünen kararsız bir kadına dönüşmüş.Bu hali aşk hayatını kolaylaştırmamış,bilakis zora sokarak onu yalnızlığa sürüklenmiş hissetmesini sağlamış.Le chic butik'e gitme fikri de bu umutsuzluktan kaynaklanıyor bence.İstediğin erkeği neredeyse yaratabilme fikrinin ona sıcak gelmesinin nedeni de bu.Aradığı erkekler bulduklarıyla örtüşmemiş hiçbir zaman.Şimdiyse bunun sona ermesini sağlamak istiyor.Böylece Le Chic Butik'e gitmeye karar veriyor.

Alıntı:
"Küçük bir kızken annemin,her şeyin cevabını bildiğini sanırdım.Onun,tüm problemleri ve acıları ortadan kaldıran büyülü bir peri tozuna sahip olduğunu düşünürdüm.Herhalde o da tüm anneler gibiydi ama benim için özel biriydi çünkü benim annemdi.Keşke o büyülü peri tozuna sahip olsaydım.Mavi olanı pürüssüz bir cilt için,turuncu olanı selülite karşı,açık sarı renkli olanı Bay Doğru için ve her durum için de yeşil tozu kullanırdım."







Diğer karakterimiz Irene:

Annesiyle birlikte Doğu Yakasında üç odalı görkemli bir evde yaşayan,üç kardeş arasında evin tek kızıdır.Irene on yaşında kayak kazasında babasını kaybetmiştir.Gazetecilik ve reklamcılık diplomasına sahiptir.Aynı zamanda işletme üzerine yüksek lisası da olması onu ülkedeki tüm reklam ajanslarının gözdesi haline getirir.Young & Rubicam firmasında iki yıl çalışmış ancak 25 yaşına geldiğinde ara sıra modellik yapmaya başlar,ki bu yaş modellik mesleğinde oldukça yüksek bir yaş.Ajansında kullandığı adı Nerie'dir.Yaşını da 18 olarak göstermiş ve anında sansasyon haline gelmiştir.Gucci,Escada gibi markalarla çalışmıştır.

Belirtmeliyim ki Irene kitap karakterleri arasında favorim.Okurken hep bir karaktere bağlanmak zorunluluğum vardır ve bunda bu karakter Irene oluyor. :)

Sivri uçları ve köşeleri olmayan,anlaşılması kolay bir karakter.Her daim pozitif ve neşeli.Kitaptaki ana karakterlerimizden Dori onu 'İlkbahar kadar güzel ve kalbi pamuk prenses kadar temiz' diye tanımlıyor.Çok zeki olmakla birlikte çok saf olması onu nadir bulunan birine dönüştürüyor.Grup arasında en zeki,en mantıklı olan Irene.Hedeflerini hep bilmiş ve nerede dur demesi gerektiğinide.Bu özelliği beni en çok etileyen özelliğiydi kitapta.Yinede tüm güzelliği ve zekasına rağmen erkeklerle bir çok problem yaşayan biri.Ancak bunun nedeninin aradığı aşkı çok erken bulmuş ve yaşadığı hayal kırıklığı daha da fazla olmuş olmasından kaynaklı diye düşünüyorum.Lisedeki erkek arkadaşına inanılmaz derecede aşık olmuş ve lise biter bitmez gizlice evlenmişler.Ancak ertesi gün ailesi öğrendiğinde evliliklerini iptal etmek zorunda kalmışlar.Bu olaydan beridir de asla gerçek bir ilişki yaşamamış.Sonunda duygularına yön verebbilmek ve kaderin kontrolünü ele alabilmek için Le Chic Butik'e gitme kararı almıştır.

Alıntı:
Irene hüsranla ellerini kaldırdı."Çocuklar,uyanın artık! LeChic daha önce sahip olmadığımız bir fırsatı sunuyor bize.Kaderimizi belirlememizi.Bu dükkan özel insanı bulma fırsatı veriyor ve ben bu fırsatı değerlendireceğim."





Son karakter Jesi:


Jesi Doğu Yakasının üst kısımlarında,Irene'e fazla uzak olmayan,üç odalı,büyük bir evde yaşımaktadır.Kuzey Carolina'da doğmuş,yedi yaşındayken babasının New York'a tahininin çıkmasıyla ailece NY'a taşınmak zorunda kalmışlardır.Babası ve o sıralarda Jesi'nin erkek kardeşine hamile olan annesi,beş yılın ardından Kuzey Carolina'ya geri dönmüşler fakat NY hayatına alışan Jesi orada kalmıştır.Ailesi gönülsüzce de olsa ona Bronx'ta teyzesiyle yaşaması için izin vermişlerdir.Lise bitince Kuzey Carolina'da bulunan Chapel Hill'deki Kuzey Carolina Üniversitesine gitmiştir.Bu dönemde yeniden ailesiyle yaşamış ancak yazın NY'a geri dönmüştür.Bu yaz tatillerinde Condé Nast,NBA gibi büyük firmalarda staj yapmıştır.Hatta bir yaz Avrupa'da bir yayınevinde çalışmış ve sonunda işletme eğitimini MBA'de tamamlamıştır.Şu an Jesi üniversite mezunu olduğu halde gündüzleri bir avukatlık bürosunda sekreter olarak,diğer günlerde de Midtown'ın en ünlü üstsüz barı olarak bilinen HITS diye bir mekanda barmen garson olarak çalışmaktadır.(ki kitap karakterlerinden Dori yalnızca tezgah arkasında çalışmadığını düşünüyor)

Görüldüğü üzere istatistik halinde geçmişi epey karmaşık bir kız Jesi.Karakter olarak Irene'in tam zıttı ancak bazı konularda ikiz gibiler diye benzetme yapılıyor kitapta ancak ben okurken bunu göremedim.Jesi'nin anne babası bir çeşit hippiler.Yani ebeveyn ve çocukların eşit olduğuna ve kararların birlikte alınması gerektiğine inanan kişilerdir.Bazen bu Jesi için iyi bir şey olsada biraz baskı görmüş olması da fena olmazmış.Bir çok yeteneği olan ancak bunları kullanmayı öğrenemeyen biri olarak göze çarpıyor kitapta.Bunun nedeni ise ailesinin istediği şeyleri nadiren reddetmesi bence.Böylece uzunca bir süre bir şeye yoğunlaşamadan başka bir şeye atlamış hayatı boyunca.Boş boğaz,hoppa ancak kitapta beni gülümseten tek karakter Jesi.Gruptaki diğer kızların hep söylemek isteyip de söyleyemediklerini bildiren kişi oldu kitapta.Bu karmaşık tempolu hayatı ve çok kolay fikir değiştirmesi erkekler konusunda tek bir kişiyle uzun süre kalmasını engelleyen biri olmasını sağlıyor.Ve Jesi Bay Doğru'yu bulmanın vaktinin gelip geçtiğini anlayınca arkadaşlarıyla birlikte Le Chic Butik'in yolunu tutuyor.


Alıntı:
"Neden olmasın?" diye sordu Irene.
"Irene,lütfen.Fena değil ama bu kadar harika ve kaslı göbeksiz adamların arasından onu mu seçiyorsun?" dedi Jesi her zamanki diplomatik haliyle. "Tanrı aşkına,papyon takıyor.Steve Urkel ve Daffy Duck arası bir şeye benziyor."


Yorumum ve Le Chic Butik kitabını kazanma şansı için Linklerimiz;

Le Chic Butik İncelemesi ♥
Le Chic Butik Yarışması !! ♥

Le Chic Butik İncelemesi ♥


Le Chic Butik

Altın Bilek Yayınları


Kapağı harika! İlk dikkatimi çeken bu olmuştu.Ve aklıma gelen ilk şey ise "bunun ayracı olsa ne güzel olurdu"ydu :D
Çevirisi harika.Yazım yanlışlarına bile rastladığımı hatırlamıyorum ki bu nedenle Altın Bilek Yayınları'nı tebrik ederim...


Kitaba başlarken süper yüksek beklentilerim vardı.Ama nasıl olmasındı?! Kapak,tanıtım yazısı vs vs.. BEN KESİNLİKLE HARİKAYIM! diye bağırıyordu bana doğru.


Beklentiler ne denli büyük olursa hayal kırıklığı o denli büyük olur diyerek başlıyorum...


Öncelikle,Chick-lit benim çok deneyimli olduğum bir tür değil.O nedenle baş yazılara bakarak hemen karar vermeyin derim.Ben daha fantastik bir insanım,bunu bilerek değerlendirmemi göz önünde bulunurun lütfen.
Kitabın girişi çok uzun olmuş diyen arkadaşlarıma katılmıyorum.Aslında Butik olayına çabucak vardık okurken.O denli uzun beklediğimizi düşünmüyorum ki kitap zaten 197 sayfa.Yani konu başlıkla kısa zamanda etkileşime geçti.Zor açıldı gibi bir sıkıntın olmadı mı derseniz eğer evet oldu.Enteresan bir şekilde su gibi gidecek bir kitabı nasıl bu denli zorlaştırabilmiş yazar çözemedim.
Konu süper potansiyele sahip,karakterler cıvıl cıvıl ! Bu kitaptaki diyalogların kahkaha tufanı yaratması,konunun ilginçliğinin öne çıkarıldığı bir olayın etrafında dönerek mutlu sonla bitmesini beklemiştim.Ancak yazar nasıl yaptıysa 197 sayfalık kitabın içine gereksiz konuşmaları sıkıştırabilmiş.Şaştım kaldım.Her sayfada konudan biraz daha uzaklaşmış,uzaklaşmış sonra BUM! birden kaldığı yere dönmüş.Yani
kısaca yazarın dilini pek sevemedim.

Le Chic Butik'in ne olduğu,nasıl işlediği ise değişikti.Butik'in kendisi gibi.Çok zekice görünüyordu ancak işleyiş şeklini pek olası ya da gerçekçi bulamadığımı söylemem gerek.Erkeklerin (kanlı canlı,normal erkeklerin) bir camın ardında öylece önünden geçip onları ölçüp biçen kadınlara bakması fikri,hem de ayaklarında fiyat etiketiyle! Açıkçası bana pek mantıklı gelmedi.Ha olamaz mı ? Olabilir elbette.Ama bilmiyorum.Sanırım benim hayal dünyam bu konuda o denli genişleyemedi.Bir kere vitrindeki erkeği alamayıp,modelin aynısının depodaki versiyonunu verme fikri ne demektir?! Hepsinin ikizleri mi var? Aynı modelin farklı versiyonlarının olması,indirimli erkekler bölümü falan bana çok marketi andırdı.Kişilerin bu şekilde sıralanışı beni itti.Başlarda bu duyguyu görmezden geldim ve ana nedene odaklanmaya çalıştım.Nasıl olsa ana neden mükemmel eşi bulmaktı değil mi? İnsanları yalnızca mesleklerine göre kategorilere ayırmışlar dedim kendi kendime.Ancak o farklı versiyonlar,iade alımları,fişler,teslimatın posta yoluya erkeklerin kutunun içine konulup yollanması beni rahatsız etti.Hayal edemedim.Etmek istemedim.Ben erkek olsam asla böyle bir duruma düşmek istemezdim açıkçası.Senin için para ödeyen ve senin ona bir kutuda posta yoluyla gittiğin bir kadınla aşk yaşama fikri imkansıza yakın geldi bana.Mantığım almadı.Gerçi bir çok Chick-Lit böyle.Ki bu türü okumamayı seçme nedenim de bundandır. :D

Ancak eğer ben bu söylediklerinle sorun yaşamam diyorsanız ve bu tür kitapların hayranıysanız bu kitabı seveceğinize eminim.Benim takıldığım noktalara takılmadan,yahut onları bir kez aştığınızda eminim ki işin eğlenceli kısımlarını takdir edeceksiniz.Karakterlerin birbirlerinden farklı olupta bu denli bağlı olmaları beni çok etkilemişti örneğin.Hayatlarının farklılıkları da okuyucu yelpazesini genişleten bir faktör.Herkes kendinden bir parça bulabilecek.İlişkilerindeki sorunların aynısını çoğumuz yaşadık ve bu nedenle onları anlayabileceksiniz diye düşünüyorum.Hatta bu tip bir durum gerçekleştiğinde,yani gerçek hayatta bir Le Chic Butik açıldığında başınıza gelebilecek şeylerle ilgili tecrübe bile edinebileceksiniz.Olmaz olmaz dememek lazım,olmaz olmaz ;)



Ve Kitabı özetleyen bir alıntı ;


"Buluşumuz olan butik LeChic'i sizinle paylaşmak istiyoruz.Bizim bebeğimiz ve sizin gelecekteki mutluluğunuzun anahtarı.Size,bu aileyi kucaklayarak hoşgeldiniz diyoruz ve sizin de güvenerek,açık bir şekilde bize geldiğinizi umuyoruz.Muhtemelen hepinizin bir sürü soruları varıdır fakat burada normalde alışık olduğunuzun dışında bir numune satışının yapıldığını biliyorsunuzdur.Ürünümüzün adı ADAM.LeChic,sizin de kendinize uygun bir şey bulacağınız,benzeri olmayan bir dükkan.Bugün yalnızlığa,mutsuz ilişkilere,kadın ve erkek arasındaki kavgalara son.LeChic ayrılmaları mümkün olmayacak şekilde uyumlu olan kadın ve erkekleri bir araya getirmek istiyor.Ve böylece Le Chic Butik'e hoşgeldiniz diyorum."

 
               


Bu kitabı Kazanmak için Yarışmamıza giden Link;

Le Chic Butik Yarışması !! ♥

Karakter Tanıtımları İçin;

Le Chic Butik Karakter Tanıtımı ♥
 

Sample text

Sample Text

.. BookS N BookS ..

Sample Text

BookS N BookS Bloguma HOŞGELDİNİZ !

Kitaplarla ilgili istediklerinizi bulacağınızı umuyorum :)